Ülke olarak battık batıyoruz Özellikle sanayici can çekişen komalık hasta misali son nefeslerini alıyor Zam üstüne zam yapılırken yüzde 1´leri bulmayan faizler yüzde4´lere dayanmış durumda

Ülke olarak battık batıyoruz. Özellikle sanayici can çekişen komalık hasta misali son nefeslerini alıyor. Zam üstüne zam yapılırken yüzde 1´leri bulmayan faizler yüzde4´lere dayanmış durumda. Sanayici bankalara kredilerini öder, ertesi günü tekrar kredi kullanırdı. Artık o krediler şimdi kullandırılmıyor. Kullandırılıyorsa da çeyrek dilimi hatta dörtte bir dilimi kullandırılıyor. Hal böyle olunca sanayicinin, esnafın çekleri yazılır, senetleri protesto görüyor. Sonuçta çeki yazılan, senedi protesto edilen sanayici ve esnaf kara listeye alınarak 5 yıllığına nadasa bırakılıyor. Son birkaç ayda yüzde 100´leri aşan zamlar sanayici ve esnaf bir tarafa 80 milyonun belini büktü. Bu zamlarla memurun, asgari ücretlinin maaşı hatırı sayılır derecede eridi. Köylüyü, çiftçiyi artık yazmıyorum. Onlar yıllar öncesinde mevta oldu. Fındık üreticisinden alın, tütün, pamuk, çay, zeytin, narenciye üreticisi hepsi kan ağlıyor. Akaryakıt artışlarına bir de yüzde 100´ü geçen gübre artışları, bir o kadar artan yem fiyatları da eklenince ülkede tarım bitti. Gelelim Ordu meselesine. Ordu derken sakın yanlış anlamayın bahsetmek istediğim askeri Ordumuz değil, plakası 52 olan Karadeniz´in incisi, dünyanın en fazla fındık üreten şehri olan Ordu ilinden bahsedeceğim. Bir Ordulu olarak şehrimi bende tarif etmekte zorlanıyorum. Sadece Karadeniz´in incisi diyebiliyorum. Ordu sanayi kenti mi? Yok. Ordu turizm kenti mi? Yok. Ordu tarım kenti mi? O da nerden çıktı. O zaman biz neyin kentiyiz? Ordulu gözünü aç beni iyi dinle. Sakın buradan çığırtkanlık yaptığımı sanmayın. Ben ülkemi ve ilimi seven bir insanım. Bu ilde doğdum nasip olursa son nefesimi bu ilde vermek istiyorum. Son zamlar ve artan faiz oranlarıyla parmakla gösterilen 3-5 sanayicimiz can çekiyor. Buradan isim vermem şık olmaz. Ama ilimizin adının başında büyük de olsa yaşadığımız şehrin bir ucundan diğer ucunu 15 dakikada geçebildiğimize göre çokta büyük bir şehir olmadığımız ortaya çıkıyor. Dostlar, o saydığım 3-5 şirkette işçi çıkarımları başladı. O da nerden çıktı diyebilirsiniz ama bu yazdıklarım doğru. Onlara da bir şey denilecek gibi değil. Sanayici para kazanmak bir tarafa ayakta durmanın hesaplarını yapıyor. Bıçak kemiğe dayanmış ki, ailesinden birisi olduğunu gördükleri insanları gözyaşları arasında işten çıkarmak zorunda kaldıklarını görüyorum. Ve bu işçi çıkarımlarının bundan sonra da devam edeceğini gözlemliyorum. Mangalda kül bırakmayanlar, hani her şey güzel olacak diyenler, faizin anasını ağlatacağız diyenler, analar ağlamayacak diyenler, bizlere yarınların daha güzel olacağını taahhüt edenler, eksik olmayın bir türlü kabullenmediğiniz hatalarınızla yarattığınız ülkemiz ve Ordumuzun hali ortada.