Geçen gün videosunu seyrettik.

Esenler Belediye Başkanı ve eski İBB Başkan vekili AKP'li M. T. Göksu ağzından sular akıtarak anlatıyordu:

-Esenler'in tüm sokaklarına yapay zekâ destekli "Yüz Tanıma Kamera Sistemi" döşenecek.

-Şu anda çok büyük bir şehir izleme merkezi yapıyoruz.

Esenler'de tüm sokaklara kamera döşeniyor ve “Tek Merkez”den takip edilecek.

Küresel iblis şebekesine kölelik projesinin önemli bir adımı olan "Sosyal Kredi Sistemi"ne zemin hazırlayan genetik siyasal dinci bu kişi bu işi vatandaşa hizmetmiş gibi sunuyor!

Tıpkı Gaziantep BŞB Bşk. AKP'li F. Şahin gibi.

*

1932 yılında okuyucu ile buluşan Brave New World, Aldous Huxley'in bir romanı, magnum opus'udur. 

Romanın kurgusu Londra'da 26. yüzyılda geçmektedir ve distopik bir atmosfer mevcuttur.

1949 tarihli Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, İngiliz yazar George Orwell tarafından kaleme alınmış olan alegorik, distopik ve politik bir romandır.

Romanın hikâyesi distopik bir dünyada geçer.

Distopya romanlarının en ünlülerindendir.

Özellikle kitapta tanımlanan Big Brother kavramı günümüzde de sıklıkla kullanılmaktadır.

1989'da yayınlanan. Ralph Epperson'un "Yeni Dünya Düzeni" adlı kitabında ise yakın gelecek için öngörülenler şunlardır:

-Eşcinsel evlilikler yasallaşacak

-Çocukları devlet büyütecek

-Boşanmalar çoğalacak

-Tek eşli evlilik ortadan kalkacak

-Özel mülkiyet kalkacak

-Dinler ortadan kalkacak diyor.

Birileri hâlâ komplo teorisi demeye devam etsin, bunların %80'i şimdiden gerçekleşti...

2028'de geri dönülmez eşik aşılmış olacak.

*

Dünya Bankası, 2028 yılına kadar Türkiye'ye vereceği krediyi ne karşılığında vereceğini detaylarıyla açıkladı.

-İklim değişikliğine karşı alınacak önlemler (karbon ayak izi, karbon vergisi, yeşil dönüşüm).

-Gıda güvencesi ve iklime uygun tarımın teşvik edilmesi. (Hibrit gıda, endüstriyel tarım, yapay (sahte) et ve gıdaların yaygınlaştırılması.

-Kadınlar, gençler ve KIRILGAN GRUPLAR (LGBT) için şartların iyileştirilmesi (İstanbul sözleşmesi, LGBT ve aileyi yıkan kanunların uygulanmasına devam!).

-Dijital teknoloji altyapısının yaygınlaştırılması (post-dijital sosyalizm-diktatörlük, kripto para, sosyal kredi sistemi, tek dünya hükûmeti).

-İklime dirençli kentleşmenin hızlandırılması (rezerv alan, 15 dakikalık şehirler, özel mülkiyetsizlik, kişisel özgürlüklerin kısıtlanması).

-Türkiye ekonomisinin küresel değerler zinciriyle bütünleştirilmesi.

(küresel kutuplu tek dünya devleti, dinler arası diyalog, DSÖ, FAO, HABITAT, UNICEF gibi kurumlara biat edilmesi, TC Devletinin fiilen yok olması).

https://www.worldbank.org/tr/news/press-release/2024/04/08/new-world-bank-group-partnership-framework-for-turkiye-to-focus-on-productivity-growth-jobs-and-resilience.print

Dünya Bankası'ndan kredi aldık diye sevinen sıvılılar utanır mı, uyanır mı?

Mayıs ayında iklim anlaşması konusu var.

Anayasa çalışmaları da başladı.

Ak Parti yönetiminde Türkiye küresel plana her anlamda teslim olmuştu baştan beri.

Ancak önümüzdeki 4 yıl fişin çekileceği ölüm süreci.

Halk desteğini kaybeden ve tarihin çöplüğüne yuvarlanan akape ile dinci çevreler yeni dünya düzeninin mimarlarına verilen ve onaylanan sözleri tutmak için MHP'den kurtulmak istiyorlar.

Devlet ise Kut-Almış'a hazır.

Tam bu sırada Devlet Beğ'in yazılı açıklamasını okuduk.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli:

“Türk milletini 'yerel halk' ifadesiyle değersizleştiren (Hazine Bakanı, ingiliz vatandaşı, kraliçeye bağlılık yemini eden Mehmet Şimşek kastediliyor olmalı) müfsit zihniyet, son günlerdeki skandalların asal sorumlusudur.” dedi.

Tekrar edelim, Devlet Beğ'in açıklaması yazılı.

Yani dil sürçmesi yok.

İki kelime önemli:

1. Müfsit

2. Asal

*

Son kullanma tarihi gelmemiş ama rafta küflenmiş çikolatasından şikâyetçi olan müşterisine “Senin karşında dev Migros ve biz varız.” diyerek hakaret yağdıran Patiswiss Çikolata Genel Müdiresi görevden el çektirilmiş.

PatisWiss yerli bir firma ve üç yılda ödediği verginin toplamı 80 bin TL bile değil.

Küçük işletmelerin peşine düşülürken bunlara hiç dokunmayan hatta koruyanlar kimler?

Küstahlık etmeseler uyuyor herkes.

Milletin adeta boğazını sıkan güç konu bunlar olunca neden uğramıyor?

Bu arada ilgili kişi firmanın sahibi, hisseler onda.

İstifa hikâye,  uyutma süreci bu basit hamle ile sürüyor yine.

 ''Kibir en sevdiğim günahtır'' diyenler halkla dilediklerince dalga geçiyorlar.

Halk demişken, terör örgütünün siyasal ayağına sahip çıkan sözde İslâmcı hainler "halk seçti onları" diyor, duyuyor musunuz?

*

Özetle Türkiye gemisinde şartlar şöyle veya böyle değişecektir.

Dr. Devlet Bahçeli 'Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez' demişti.

Türkiye öyle kolay teslim alınamaz.

Çekirdek çitleyerek seyredilemez de.

Hazırız.