Yazmak veballi iş, farkındayım.
Yazmak veballi iş, farkındayım.
Kendimi alıkoyamıyor olmanın ne hissettirdiğini hiç sormayın.
Bugün iki boyutlu olay evreninde usulü bozarak asıp kesenlerden esirgemediğim eleştiri oklarını sandığa yerleştirip kasabayı yukarıdan gören tepenin üzerindeki söğüt ağacının altından sesleniyorum aziz okuyucuya.
Kâinat konusundaki algı ve bilgilerimiz son 100 senede kökünden sarsılsa ve yeniden yapılansa da eğitimde ve dinde dünün ezberleri hâlâ hüküm sürüyor.
Holografik evren, Matrix film serisi, avatar bahsi, kaç tür bedene sahip olunduğu, dünya hayatının uykuya benzetildiği ancak ölmeden önce ölerek uyanmanın tavsiye edildiği gibi aynı heybedeki akraba hususlar yeterince tartışılmıyor.
Saat yok, gün yok, yıl yok, ömür yok, çağlar yok, tek bir an var!
Gel de çık işin içinden...
Kafamızı iyice karıştıran Jung diyor ki:
"Dışa bakan rüya görür, içe bakan uyanır!"
“Kendi karanlığınızı keşfederseniz başkalarının karanlığıyla daha kolay başa çıkarsınız.”
Kaç kişi gerçekten okuyabildi bu cümleleri, bilmem ama sorayım:
Başkalarının karanlığı ile başa çıkmaya çalıştığımızdan onların da haberi oluyor mu?
Benim rüyamdaki A şahsı ile nasıl muhatapsam onun rüyasındaki ben de benimle eşleşiyor mu bu uğraşta?
Sayısız seçenek içinden etkileşimde bulunduğumuz her varlık kendi seçimlerini "özgürce" yaptığına göre kaç farklı varyasyon her an çatışmaksızın kayıp geçiyor?
Her şey yaşanmış ve bitmiş de aslında tercihlerimizi ve sonuçlarını mı seyrediyoruz?
Kesrete dair her bilgi her birimizde yeterince mevcut ise, iyi olan da, çirkin dediğimiz de aslında kendi içimizde mi acaba?
Elbette iyiliği emredip kötülükten men edeceğiz ama o da mı içimizde?
U'yan'mak için içe bakmak lazım ise seyr de içe doğru, öyle mi?
Halk içinde Hakk ile olmak zorunluluğunda bahsi geçen halk kim?
Halk da içimizde mi?
"İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar!"
Hayatta (!) iken u'yan'mak değerli, doğru.
Rüya gördüğünü bilerek uyanık olmak...
Soru şu:
Kendimiz kim?
Kim(ler)le mücadele ediyoruz?
Kendimiz ve onlar, var mıyız?
Varsak, kaç farklı kombinasyonda hesaba giriyoruz?
Kâinâtın algoritmasında bağımsız değişkenler yok, dolanıklık kesin, ilişkisizlik mümkün değil.
Müthiş bir ahenk, tasavvuru çok zor bir beste söz konusu.
Her an derken anları çoklasak da tek bir anda olmuş, bitmekte seyre davetli olduklarımız.
Tek bir anda sayısız varyasyon sürekli yeniden yaratılıyor ve her biri eşsiz o yaratılışa şehadete davetliyiz.
Her dem yeniden doğanlar uyanık, ârif onlar.
Asla var olmayan altın ve elmasları toplamaya girişenler ise derin uykuda.
Peki, derin uykudakilerin bizim rüyamızda derin uykuda olduklarından haberleri var mı?
Kaç kopyamız kopyalarımızın kaçından haberdar?
*
Kendimi öyle düzeltmeliyim ki iyice uyanayım ve öyle uyanayım ki rüyamdaki herkesin haberi olsun ve onlar da iyice uyansın.
Bütün kopyalarım tek bir ben olup yola girsin ve vuslatta o ben de kalmasın.
Kesret ahalisi hep beraber o tek besteyi Rahmanî frekansında huşu içinde dinleyerek seyre dalalım.
Tevhide doğru incelerek kat edelim o uzun yolu.
Ne var ise içinde, içinde ne var ise...
Var ve Tek Olan'da bitsin bu sürgün.
Var vardır ve yok yoktur.
Yokluğa değil, Var ve Tek Olan'a.