Sultan II. Mehmet, insanlık tarihinin çok yönlü, üstün özellikli, en parlak devlet adamlarındandır. Bizde, atını denize bile süren, kılıç kuşanan, ya da gül koklayan biri olarak daha çok bilinir. 

Onu daha yakından tanımalıyız.

İstanbul’u fethederek, tarihin en büyük Siyasal yapılarından biri olan Roma İmp.  sona erdirdi. Hristiyan aleminde şok yarattı. Bu olay batıda, Romalıların Kudüs’ü yakması, Hazreti İsa’nın çağırma gerilmesi gibi değerlendirildi. Avrupa’da ağıtlar yakıldı. İnsanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak yorumlandı. Yıllar sonrasında Fatih’in ölüm haberi Avrupa’ya ulaştığında, kıta bayram yapacak, kiliselerin sevinç çanları çalacaktı. 

Fatih’in ölümü sonrasında, Avrupa ve Akdeniz’de depremler meydana gelmişti, batılılar şöyle yorum yapacaklardı, “Dünya bile sallanarak sevincini belli ediyor.“ II. Mehmet’in hedefinin, kızıl elmasının İtalya ve Roma olduğunu tüm batı biliyordu. Fatih ile Osmanlı tam bir dünya devleti, en başa gücü olacaktı sultan ikinci Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra, Balkanlar da vatan yapma süreci başlatacaktı. Balkanlar, Osmanlı Devleti’nin elinde olmalıydı. İstanbul ve Anadolu’nun geleceği güven altına ancak böyle alınırdı. Mükemmel bir eğitim almıştı.

Yunanca, İtalyanca, Latince, Arapça ve Farsça biliyor. Antik Çağlar’ın tüm önemli klasik eserlerini kütüphanesinde bulunduruyor ve okuyor. Asıl ilginci bu kitapları yazıldığı dillerden okuyabilmesiydi. tüm dünyayı yakından izliyordu. Gözü İtalyan‘da, kulağı orta Asya’da idi. Tüm bilim adamlarını İstanbul’a topladı. 

Eski Çağlar’ın tüm önemli askerlerini devlet adamlarına inceliyordu. Büyük İskender’i her yönüyle araştırdı. Tüm yakın coğrafyaların, antik Çağlar’da oluşturulmuş haritalara, coğrafya kitaplarına sahipti. Dünyanın en gelişmiş silahları ile İstanbul’u fethetti. Tarihimizdeki ilk hava toplarının çizimini bizzat kendisi yaptı ve fetihte kullanıldı. Bilim adamları ve sanatçıları hep önde tuttu, onlara tüm imkanları sağladı. Sultan II. Mehmet, resmini yaptıran, bilim adamları ile önemli gündemler oluşturan, şiirler yazan, eğitim bilim kurumlarını geliştiren, çok yönlü üstün bir devlet adamıydı. Ne yazık ki okullarımızdaki tarih kitaplarında, sultan Fatih’i, genç kuşaklarımıza yeterince tanıtamıyoruz. 

İki konu var ki, milletimize özellikle gençlerimize bunları sunabilseydik. Biri 1463 tarihli bugün Bosna’da Fojnica şehri Katalitik kilisesinde saklanmaktadır. Bu Fatih’in o bölge Hristiyanlarına dönük bir ahidnağmesidir ki bizim için bir şeref tablosu, onur belgesidir. Çağın çok ilerisinde bir insanlık anlayışını belgelemektedir. Gerçek bir özgürlük tablosudur. İkincisi Sultan ikinci Mehmet’in, “tababetle İlgili “ bir vasiyetnamesidir ki çok kıymetlidir. Fatih’e ait bir Vakıfın, İstanbul halkına sağladığı hizmetlerin karşılığı olarak muhteşemdir. 

İnsanlarımıza nasıl bir bakış açımız olmuştur, net şekilde ortaya koymaktadır. Her iki belge insanlık anlayışımızın net olarak ortaya koymasıdır ki keşke herkes bu noktalarda bilgi sahibi bulunsaydı. Fatih’i anlatmaya satırlar yetmiyor. O, zamana ve tarihe hükmeden hükmediyordu.