Anket, belli kişilerin ya da grupların bir konu üzerindeki duygu, düşünce ve deneyimlerini anlamak için belli bir plana göre hazırlanmış olan sorular listesidir.

Anket, belli kişilerin ya da grupların bir konu üzerindeki duygu, düşünce ve deneyimlerini anlamak için belli bir plana göre hazırlanmış olan sorular listesidir. Ben Üniversite öğrenciliğimin son yılına rastlayan yaz tatilinde üç ay Sivas’ın Şarkışla İlçesinde anketör olarak çalıştım. Daha önce işçilik ve amelelikten para kazanmıştım. Ancak beyin emekçiliği yaparak ilk paramı anketörlükten kazanmış oldum. Anket sonuçları bilimsel bir çalışmada kullanılacağı için, son derece dikkat ve sorumluluk gerektiriyordu. Anket çalışmasını iki kişi olarak yürütüyorduk. Yardımcı olarak seçtiğim arkadaşım, benden bir sınıf geride olan sevgili Hasan Güngör idi. Kendisi Tekirdağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümünde Profesör olarak görev yapmıştır. Sevgili arkadaşım birkaç ay önce vefat etmiştir.
Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi ile Almanya’nın Göttingen Üniversitesi Ziraat Fakültesi asında bilimsel işbirliği anlaşması bulunmaktadır. Zaten Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Alman ekolüne göre kurulmuştur. Bu Fakülteden mezun olanlar, farkında olmasalar da Alman eğitim sisteminin disiplini ile yetişmektedirler. Bilimsel işbirliği çerçevesinde Göttingen Üniversitesi Kırsal Kalkınma Enstitüsünden Sayın Franz Wagenhauser adında bir hoca araştırma yapmak üzere Sivas’a gelmişti. Araştırmanın konusu, Almanya’da çalışan Türk işçilerinin Türkiye’deki yatırım eğilimlerinin tespit edilmesiydi. Uygulama alanı olarak, Sivas’ın Şarkışla ilçesi seçilmişti. Bunun sebebi, 1977 yılında nüfusuna oranla Almanya’ya en fazla işçi gönderen ilçe olmasıydı.
1977 yılı Haziran Ayında Sivas’ın Şarkışla İlçesinin Yapıaltın Köyüne giderek, Hacı Niyazi amcadan kiralanan toprak damlı odaya yerleşmiştik. Alman disiplininde her şey öncelik sırasına göre yapılıyor, saniyeler boşa harcanmıyordu. Franz Hoca önce bizi tanımaya çalışıyordu. Bütün prensipleri anlattı ve bunlara uyup, uymayacağımızı sormuştu. Ben de bir sorun olmayacağı konusunda güvence vermiştim. Sıra yemek konusuna gelmişti. Köyden bir aşçı tuttuğunu, haftalık menüyü belirlememizi istemişti. Öncelikle hafta da kaç defa et yediğimizi sormuş, biz de zaten öğrenci olduğumuzu, çoğunlukla et yiyemediğimizi söylemiştik. Olmaz öyle şey, tam anlamıyla beslenmezseniz işinizde verimli olamazsınız diye karşı çıkmıştı. Vejateryan değilseniz kahvaltı hariç her öğün et yemek zorundasınız diye söyledi, biz de memnuniyetle kabul etmiştik.
Sıra anket formlarının hazırlanmasına gelmişti. Bir hafta boyunca sürekli çalışarak formları hazırladık. Uygulamasını da önce arkadaşım Rahmetli Hasan Güngör ile aramızda denedik. Sorular çok net ve cevaplanması kolaydı. Her soru bir önceki soruya verilen cevabın doğruluğunu test ediyordu. Artık alana çıkmanın zamanı gelmişti. Sağır, Cemel, Yapıaltın Köyleri sorumluluk alanımız içindeydi. Ancak bilmediğimiz bir sorunla karşılaşmıştık. Alman Hocanın daha önce üç yıl boyunca bu köylere geldiğini ve sonuç alamadığını öğrenmiştik. Köylüler Almanya da çalışan işçiler hakkında bilgi toplandığını, onların maaşlarından kesinti yapılacağı yalanı ile kandırılmışlardı. Anket çalışmasına başlamadan geri dönmüş ve Alman Hocaya durum hakkında bilgi vermiştik. Akşam toplanıp durum değerlendirmesi yapmış, çalışmalara bir hafta ara vererek, Hasan Güngör arkadaşımla birlikte köylerde ikna ziyaretleri yapmaya karar vermiştik.
Gördük ki anket yapmaya çıkmakla anket yapılamıyormuş. Önce çalışmanın altyapısının hazırlanması gerekiyormuş. Bir hafta boyunca önce köylerin muhtar, öğretmen, imam ve kanaat önderleriyle görüştük. Kapı kapı dolaşıp, aileleri muhtar ile birlikte ziyaret ettik. Almanya’dan gelen küçük hediyelerden götürmüş, gönül almaya çalışmıştık. İkna ve gönül alma ziyaretlerinden sonra anket çalışmalarına başladık. İlk on günden sonra bütün sıkıntıları aşmıştık. Mevsim yaz olduğu için her akşam bir yerde köy düğünleri oluyordu. Düğünlere katılıp halay ekiplerinde halay çekiyorduk. Cenaze olan köylerde çalışma yapmıyor, mutlaka cenaze törenine katılıyorduk. Cuma namazlarını birlikte kılıyorduk. Zamanla yabancı olmaktan kurtulmuş, adeta köylülerden bir parça olmuştuk. Sağlamış olduğumuz güven duygusu anket formlarına doğru bilgiler olarak yansımıştı. Sonuçlardan mutluyduk.