Hukuk temelinde demokratik Türkiye hedefimizde zorlanmaya devam ediyoruz. Demokratik bir ülke olma yolunda en büyük engellerden biri, geleneksel yapımızdaki bazı sorunların varlığıdır. Sorunlarımızı açık olarak konuşamıyoruz. Çocukluk çağlarımızdan beri baskılıyoruz.“ Sus senin aklın ermez“ “Büyüklerin yanında çok konuşma“ ile büyüdük çocuklarımızın görüşlerine kıymet verme, onları dinlemeye bir türlü geçemedik. Yetişkin çağlarımızda “ağzı olan konuşuyor“ sus ki adam sansınlar“ a geçtik. Yeni şeyler istiyorsunuz, “İcat çıkarma“ Eski köye yeni adet getirme“ derler.
Uzaklaşma, anlaşma kültürümüz yeterli değil. Ön yargılarımız duvar gibi. Ayrıca siyasi kutuplaşma bu iklimime eklenince düşman kardeşlere dönüşüyor, birbirimizi anlamıyoruz. Partilerin lideri ve tepe yöneticileri, sorgulayanı, hesap soranı, yeni fikirler ortaya atanı sevmezler. Biz de parti içi demokrasi yoktur.
Partiler, liderin ve ekibinindir. Bizimki hürriyetsiz demokrasidir. Bizim partilerimiz demokrasiden vazgeçmişlerdir. Biz de biat esastır. Lider tartışılmaz, tersi durumunda parti içi Disiplini sarsılır. Liderlerimiz ters bir şey söylediklerinde, “Vardır bir hikmet, vardır bir bilgi” denilir. Onlar her zaman iç ve dış düşmanlarımıza karşı kurtarıcı bir misyon üstlenmektedirler. İstişare etmeye gerek yoktur liderin etrafında kenetlenmek doğrusudur seçimlerde oy kullanırken, genellikle liderin şahsı belirleyici olur. Türkiye’nin önemli bir çıkmazı da; farklı partiler ve ideolojilere sahip kesimlerin aynı zihniyete sahip olmalarıdır. Görülen o ki hepimiz aynı kültürün, eğitimin insanlarıyız. Köklü zihinsel dönüşme ihtiyacımız vardır.
KULA MİNNET EYLEMEM
Sosyal medya ile karışık bir harmanlama yapalım. Yanlışı alkışlıyorsan fikrin yoktur. Eğri ile doğruyu ayıramıyorsan aklın yoktur. Yalana sahip çıkıyorsan ahlakın yoktur. Mensup olduğun partinin, hataları karşısında susuyorsan, bizden diye çirkin, hatalı, eksik icraatları görmüyorsun erdemli hareket etmiyorsun demektir.
Babamızı bile eleştirmek haysiyetinden Rabbimiz bizi mahrum etmesin.
Fikirlerimizin kölesi değil, efendisiyim. Yanlış görüşlerimi düzeltir, doğrunun peşinden koşarım. Çürük ipliğe Hülya dizmişsem kendime gelirim.
Politikaya dinimi, vicdanımı, değerlerimi alet ve feda etmem. Onurlu yaşarım, onurumu sonraki kuşaklara taşıyabilirsem bahtiyar olurum. Rızkımı veren Hüda’dır, kulağa minnet eylemem sözlerimi çok değerli Abdurrahim Karakoç ile bitirelim.
Allah’ım sen bizi iki dünyada
Kör şeytanı uyanlardan ayrı tut
Denizde, karada, hem de havada
Haram lokma yiyenlerden ayrı tut
Katma bizi nursuzların içine
Hele hele arsızların içine
Dahil etme hırsızların içine
Memleketi soyanlardan ayrı tut.
Rabbimizin rahmeti üzerimize eksik olmasın.